Uyku Eğitim Metodları

Uyku eğitim metodları çocuğunuzun kendi kendine sakinleşmesi ve bağımsız olarak uykuya dalması için kendi yolunu bulmasına yardımcı olmak içindir.
Bana sorulan en yaygın sorulardan biri, çocuğuma sallanmadan, emzirmeden, sallanmadan, yatağı paylaşmadan veya başka herhangi bir uyku desteği olmadan uykuya dalmayı öğretsem seçeneklerim nelerdirdir?
Hepsi biraz farklı şeyler yapmak için tasarlanmış çeşitli yöntemler vardır ancak en önemlisi, tüm uyku eğitim metodları çocuğunuzun bağımsız olarak uykuya dalmada en iyi neyi ve nasıl yaptığını kendi kendilerine keşfetmelerine izin vermek içindir.
Yenidoğan aşamasında, bebekler henüz bu yeteneğe sahip değillerdir ancak büyüdükçe ve geliştikçe, ebeveynler olarak, uyku gibi önemli yeni beceriler geliştirmelerine yardımcı olacak en uygun yaklaşımı bulmak gibi zorlu bir işimiz var. Tıpkı yuvarlanmak, oturmak, katı yiyecekler yemek ya da yürümek gibi, onlar için uykuya dalma işini yapamayız ancak onların öğrenmesini teşvik edebilir ve desteğimizle onlara bu becerileri öğrenme fırsatları verebiliriz.

Oda içi destek
Bazen Sandalye Yöntemi olarak adlandırılan bu yöntem, varlığınızı, bağımsız olarak uyumayı öğrenerek çocuğunuzu sakinleştirmeye, yatıştırmaya ve desteklemeye yardımcı olacak bir yol olarak kullanır. Bu süreç boyunca çocuğunuzu sakinleştirmeye ve desteklemeye yardımcı olmak için odadaki varlığınız ve bazı nazik yönlendirici sözcükler veya dokunuşlar dışında tüm uyku desteklerini çıkarırsınız. Birkaç gecede bir sandalyenizi yataktan uzaklaştırır ve aynı zamanda bu beceriyi çocuğa aktarmak için yatıştırıcı miktarı azaltmaya başlarsınız. Bu yöntem, geçmişte yatağını paylaşan veya süreç esnasında çocuğun yanında olmak isteyen ve bu süreçte çocuklarıyla daha bağlantılı hissedenler için harika olabilir. Dezavantajları, çocuğunuz için işleri kolaylaştırmanın çok büyük bir bileşeni olan yanıtlarınızla tutarlı olmanın zor olmasıdır. Bazı çocuklar ebeveynlerinin varlığını daha çok dikkat dağıtıcı bulduğundan, ağlarken çocuğunuzun ulaşabileceği bir yerde olmak da zordur.

Aralıklı destek
Aralıklı destek, genellikle Aralıklı Kontroller veya Ferber yöntemi olarak adlandırılan popüler bir yöntemdir. Burada çocuğunuza işleri yoluna koyması için kendi başına zaman ve yer vererek öğrenmesini desteklersiniz ancak yine de belirli zamanlarda kontrol ederek daha fazla dahil olabilirsiniz. Bu, çocukların kendilerini desteklenmiş hissetmelerine yardımcı olur ancak yine de dikkatlerini dağıtmadan bağımsız olarak uykuya dalma zamanını sağlar. Birçok ebeveyn bu yöntemle başlar, ancak kısa süre sonra kontrollerin aslında çocuğun kendi kendini yatıştırma sürecini yardımcı olmaktan çok bozduğunu fark eder. Bu yöntemin güzel yanı esnek olmasıdır, bu nedenle bunu fark ederseniz, daha az sıklıkla kontrol edebilirsiniz veya hiç kontrol etmeyebilirsiniz.

Onlara alan tanımak
Uykuya dalmayı öğrenmek, yanınızda biri otururken veya sizi kontrol etmek için biri birkaç dakikada bir odaya geldiğinde oldukça zor olabilir. Uykuya dalmaya çalışmak yerine o kişiye daha fazla ilgi göstermeye başlayabilirsiniz! Bu nedenle, bazı ebeveynler genellikle ‘Wait it Out’ (Dışarıda Bekle) veya Extinction (Sönme) olarak adlandırılan bu yöntemi tercih eder. Bu destek türündeki fark, çocuğunuzun tüm ihtiyaçlarını karşıladığından (beslendiğinden, değiştirildiğinden, soğuk / sıcak olmadığından vb.) Emin olduğunuzda ve ona ağlama, yuvarlanma, başparmağını emmeleri vb. İçin alan verildiğinde ortaya çıkar. Kendilerini yatıştırmak ve kendi başlarına uykuya dalmak söz konusu olduğunda kendilerine bir alan sağlanması bulmaları gerekir. Gözlerinizin önünde gördüğünüz gibi monitörde izlemek harika bir davranış, çocuğunuz çok şaşırtıcı ve önemli bir şey yapmayı öğreniyor.


Çocuğum için hangisinin doğru olduğunu nasıl bilebilirim?
Bir uyku eğitimi yöntemi seçerken çocuğunuzun mizacını göz önünde bulundurun. Varlığınıza nasıl tepki veriyorlar? Ne kadar bağımsızlar? Uyku öyküleri nasıl? Şu anda ne tür uyku ilişkilendirmeleri (meme, sallanama vb) var? Aynı derecede önemli olan, kendinize hangi yöntemle % 100 tutarlı olabileceğinizi sormaktır. Partnerim ne kadar dahil olur? Genel olarak çocuklara öğretmek tutarlılık ve net kurallar ve sınırlar gerektirdiğinden, bu yöntemlerden hiçbiri tutarlı olmazsanız işe yaramaz. Çocuklar kendilerinden ne beklendiğini bildiklerinde, olumlu bir öğrenme deneyimine hazırlanırlar. Çocuklar öngörülebilirliği ve kalıpları sever. Bununla birlikte, çocuk için işler sürekli değişiyorsa, bu onlara bir güvensizlik hissi verir ve bize karşı çalışma eğilimindedir. Sıkışmış veya bunalmışsanız, sorun değil! Birçok ebeveyn böyle hisseder, bu nedenle bir uyku danışmanından yardım almak, çocuğunuz ve ailenizin durumu için işe yarayan özel bir yaklaşımın çok daha sorunsuz bir süreç anlamına gelebileceği konusunda size güvence verebilir.


Bu yazı Family Sleep Institute bebek uyku danışanmanlarından Alisan Macklin’in ‘Sleep Traning Methods’ yazısından alıntılandırılmıştır. Kendisinin websitesi https://goodnightsleepsite.com/contact-us/



Çocuklardaki Uyku Korkuları için Öneriler

ÇOCUKLARDAKİ UYKU KORKULARI İÇİN ÖNERİLER

Karanlık korkusu yaşayan çocuğunuzu nasıl destekleyebileceğinizden biraz bahsedelim. Çocuğunuz gecenin ortasında korkusunu ifade ediyorsa, bunun alışılmadık bir durum olmadığını bilin. Kabuslar ve karanlık korkusu genellikle 2 yaşında bir çocuk hayal gücü gelişmeye başladığında başlar. Kabuslar da bu hayal gücü genellikle 3-6 yaşlarında zirveye ulaştığında başlar. Gece korkuları, yatma vaktinde gecikmelere ve gece uyanmalarına neden olabilir ve bu da çocuğun aşırı yorgun olmasına yol açabilir. Karanlık korkusuyla çocuğunuzu nasıl destekleyebileceğinizden biraz bahsedelim.

 1) Çocuğunuzun duygularınızı farkedin ve bu duygulara sahip olmalarını onaylayın

Çocuğunuza ‘iyisin, bir şeyin yok’ diyerek veya korkularını başından savarak karşılık vermekten kaçının. Bu, çocuğunuzun anlaşılmadığını hissetmesine neden olacaktır. Korkmuş hissetmenin normal olduğunu ve onlar için orada olduğunuzu bilmelerini sağlayın.

Belki onlara bir korku yaşadığınızı ve bunu nasıl aştığınızı anlatmanızı öneririm. Onlarla empati kurun ve onlarla problem çözmek ve korkularına bir çözüm bulmak için orada olun. Çocuğunuzun çözüm üretme konusunda olabildiğince size öncülük etmesine izin verin.

Çocukların ihtiyacı olan şey, duygularını deneyimlemek ve paylaşmak ve kendilerini güvende hissetmektir. Sonunda, çocukların hayal gücüne sahip olmalarına engel olamayız. Bunun yerine, neyin gerçek olmadığına dair gerçekleri sağlamak ve bu duygulardan uzaklaşabilmeleri için onlara anlaşılmış hissetmelerine yardımcı olmak için orada olmalıyız.

 

2)  Çocuğunuzun korkuları hakkında açıkça konuşun

Çocuğunuz korkuları hakkında konuşmaya açıksa, bunlar hakkında konuşmak ve onların gündüz vakti nasıl olduğunu izlemek faydalı olabilir. Örneğin gölge korkusu gibi başka korkuları olup olmadığını keşfetmek faydalı olabilir. Çocuğunuz canavarlardan korkuyorsa, onlarla canavarların nasıl sadece televizyonda olduğunu, ancak gerçek hayatta asla olmadığını konuşun.

Çocuğunuza olmasından en çok korktuğu şeyin ne olduğunu sormanız faydalı olabilir. Bu sayede korkusunu  gerçek doğası hakkında daha fazla bilgi sahibi olabilir ve bu sayede bu sorunu azaltmak ya da çözmekte fırsat tanıyabilir.

 

 3) Çocuğunuzu gece yarısı yatak odanıza getirmekten kaçının

Çocuğunuzu odanıza getirmek sadece korkuyu doğrular. Çocuğunuza korkmanın normal olduğunu ve her zaman güvende olduğunu bildirin. “Korktuğunu anlıyorum. Burada her zaman güvendesin. Uyku vakti geldi. Sabah görüşürüz. Seni seviyorum”. Bu mantrayı gece boyunca gerektiği kadar tekrar edebilirsiniz.

Sınırı belirlediğinizden, onları yatağa geri getirdiğinizden, duygularını onaylayarak deneyimledikleri duyguyu karşıladığınızdan ve onlara uygun bir şekilde başa çıkmalarına yardımcı olduğunuzdan emin olun.

Çocuğunuzu güçlendirebilecek başa çıkma stratejileri için beyin fırtınası yapabilirsiniz, örneğin …

-Korktuklarında derin nefesler almak

– Oyuncaklarını kucaklamak

– Rahatlatıcı müzik dinlemek

4) Medya kullanımını sınırlayın

Çocuğunuzun ne izlediğine dikkat edin. Bazen çocuklar korkularına katkıda bulunan belirli şovları veya filmleri izliyorlar. Korkularının azaldığını görmek için ekran kullanımlarını en aza indirmeye çalışın.

Son olarak, korkulacak bir şey varmış gibi davranmaktan kaçının. Yatağın altını kontrol etmek ve canavar spreyleri kullanmak yalnızca korkuyu doğrular ve onu besler. Geçmişte bunun yatma vaktinde daha büyük gecikmelere neden olduğunu görmüştüm.

Çoğu çocuğun, anlayışlı bir ebeveynin desteğiyle korkularını yeneceğini düşünebiliriz. Çocuğunuzun gece korkuları, uyku alışkanlıkları veya genel olarak zorlayıcı davranışlarıyla ilgili desteğe ihtiyacınız varsa, lütfen sorularınız ve detaylı danışmanlık için bana ulaşın.

Bu Yazı Family Sleep Insititute bebek uyku danışmanlarından Jenna Chiaramida ‘nın ‘Solutions to your Children’s Sleep Fear of Dark’ yazısından alıntılanmıştır.

Beşikten Çocuk Yatağına Geçiş Ne Zaman ve Nasıl Olmalıdır?

Beşikteki çocuğum büyük bir çocuk yatağına geçmeye hazır mı? Çocukları yakın zamanda beşiğinden tırmanmaya başlayan ebeveynlerin en sık sorduğu sorulardan biridir bu. Güvenlik bir numaralı önceliğimizdir ve amacımız, çocuklarınızın uyku ortamının olabildiğince güvenli olmasını sağlamaktır. Çocuğunuz beşiğinden çıkıyorsa kesinlikle bir değişikliğe ihtiyaç vardır.

İkinci önceliğimiz… çocuğunuzun ve sizin ihtiyacınız olan uykuyu almanızı sağlamak! İlk önerim, çocuğunuzun bu geçişe % 100 hazır olmasını sağlamaktır. Bu, çocuğunuzu duygusal, fiziksel ve zihinsel olarak etkilediği için çok önemlidir. Benim tavsiyem, yürümeye başlayan çocuğunuzu olabildiğince uzun süre beşikte tutmanızdır (çocuğunuzun mümkün olduğunca 3 yaşına yaklaşmasını beklemenizi öneririz). Yani büyük bir çocuk yatağına geçmeden önce, çocuğunuzun bu geçiş için gerçekten hazır olduğundan emin olmak istersiniz. Henüz tam olarak hazır değillerse, uyku ortamlarını beşikten tırmanamayacakları şekilde güvenli bir hale getirmenizi öneriyoruz.

Çocuğunuzun beşikten yatağa geçmeye hazır olup olmadığını nasıl anlarsınız?

• Sürekli olarak beşiğinden dışarı tırmanıyorsa,
• Sınırları anlayabiliyor ve talimatları takip edebiliyorsa,
• Aslında büyük bir çocuk yatağı istediklerini belirtiyorlarsa,
• 3 yaşına gelmişlerse,

Çocuğunuz bu kriterleri karşılamıyor ve tam olarak hazır görünmüyorsa, bu geçişi mümkün olduğunca geciktirmek aşağıdaki önerileri uygulayabilirsiniz.

Tırmanmak İçin Kullandığı Basamağı Kaldırın – Bu basamak büyük bir uyku arkadaşı oyuncağı, çok kalın bir battaniye, beşik koruyucu vb olabilir. İlk adımı atarak kendini yukarı taşımasına yardımcı olabilecek ne varsa beşiğin dışına taşıyın. İlave yükseklik olmadan, dışarı çıkmak çok daha zor olacaktır.

Uyku Tulumu – Çocuğunuza ayakları torba şeklinde bir uyku tulumu giydirerek uyutun! Bu çok kolay bir değişiklik ama yine de çok etkili. Bu nedenle özellikle küçük yaşlardan itibaren çocuğunuza torba şeklinde uyku tulumu giydirmeye alıştırırsanız, bu aşamada çok daha rahat edeceksinizdir. Yeni yürümeye başlayan çocuğunuz için bunu eğlenceli ve heyecan verici bir değişiklik gibi görünmesini sağlayabilirsiniz. Onları alışverişe götürün ve rengi seçmelerine veya kendilerinin beğenmelerine izin verin. Bu ayaksız uyku tulumu kullanmanın diğer bir önemli avantajı daha var. Uyku koşullanması sağlayacağı için misafirlik ve tatil gibi yerlere giderken yanınızda götürebilirsiniz ve böylece kendini daha tanıdık ve güvende bir ortamda hissederek bir nevi uyku arkadaşı işlevi görmüş olur. Tabi ki en önemli yararı torba tulum içerisindeyken bacağını beşikten atamamasıdır.

• Şilteyi alçalt- Eğer imkanınız varsa yatağın konumunu alçaltarak bacağını beşikten atması için gerekli mesafeyi uzatmayı deneyebilirsiniz.

• Beşiği ters çevir- Beşiklerin sıklıkla önde olan kısımları daha alçaktır ve tırmanmaya daha uygundur. Beşiği ters çevirir ve korkuluklu kısmı duvara dayarsanız, diğer düz zeminden tırmanması çok daha zor olacaktır.

• Onu Hareket Halinde Yakala – Sadece yatma veya uyku zamanı dışarı çıkıyorsa ve bir kameranız varsa, bu taktik son derece etkilidir. Kamerayı yatak odası kapısına mümkün olduğunca yakın bir pozisyona yerleştirin. Böylece odasına girmeden onu görebilecek ve ayağını attığını farkettiğinizde kapıyı açıp sert ve sıkıcı bir şekilde ‘HAYIR’ diyebileceksiniz. Bu esnada ona olumlu ya da olumsuz hiç ilgi göstermemeniz oldukça önemlidir. Sadece ‘HAYIR’ diyip yerine yatırıp hızla odadan çıkacaksınız. Aksi halde bunu bir oyun haline getirebilirler. Çoğu çocuk için bu kınama işe yarıyor. Ancak, birkaç gün izlemek ve gerektiği kadar tekrarlamanız gerekebilir. Tepkinizle % 100 tutarlı olursanız, tırmanma bir daha olmayacaktır.

Tüm bu önerilere rağmen çocuğunuz beşiğinde güvende değilse veya büyük yatağına geçişe hazır olduğunu düşünüyorsanız, işte yapmanız gerekenler:

• Çocuğunuzu Sürece Biraz Isındırın: Çocuğunuzun büyük yatağa geçiş süreciyle ilgilenmesini ve bu yüzden heyecan duymasını sağlayın. Eğer çocuğunuz büyük bir çocuk yatağına dönüştürülmüş beşiğinde kalacaksa, yeni bir çarşaf veya yeni bir büyük çocuk battaniyesi seçmesine izin verin. Tamamen yeni bir yatağa girecekse, çocuğunuzun yeni yatağı seçmesine izin verin. Ne olacağını anlamalarına ve korkularını hafifletmelerine yardımcı olmak için büyük yatağa geçişle ilgili bir veya iki kitap alın. Onlarla geçiş hakkında konuşun ve uyku saatinin aynı kalacağını, sadece yeni büyük çocuk yatağında uyuyacaklarını açıklayın.

• Mevcut Uyku Rutinlerinizi Koruyun: Yatmadan hemen önce aynı sırada ve sıradanlıkta yapılan uykuya hazırlık eylemlerine (pijama giyme, diş fırçalamai kitap okuma vb) uyku rutinleri diyoruz. Çocuklar kendilerini güvende hissetmelerini sağladığı ve ne bekleyeceklerini anlamalarına yardımcı olduğu için uyku rutinleri önemlidir. Yatma öncesi rutininizi olabildiğince aynı sırada, aynı eylemleri yaparak sürdürmeye devam edin çünkü yaşantımızdaki önemli değişim basamaklarında değişmeden sabit kalan alışkanlıklarımız bize güven verir.

• Büyük Çocuk Yatağı Kurallarını Tanıtın: Büyük çocuk yatağına geçiş çocuğunuza tanıdığınız özgürlük ve sorumluluk alanlarından ilkidir. Verdiğiniz bu özgürlüğü taşıyabilmesi için ‘büyük çocuk uyku kurallarına’ uyma sorumluluğu konusunda da teşvik edilmelidir. Geçiş yapmadan önce, çocuğunuzun ertesi sabaha kadar yatakta kalmasını beklendiğinizi anladığından emin olun. Çocuğunuz ilk birkaç gece yatağından çıkabilir. Bu durumda ne yapacağınızla ilgili net bir eylem planı oluşturun. Bu plan için uyku danışmanınızdan yardım alabilirsiniz.

• Yeni Kazanılan Özgürlüklerinin Kontrolden Çıkmadığından Emin Olun: Tüm bu heyecanla, çocuğunuz muhtemelen ilk birkaç gün içinde gece yatağından kalkmaya çalışacaktır. Bu olduğunda, bununla hızlı ve tutarlı bir şekilde başa çıkmanız gerekir. Çocuğunuz yataktan her kalktığında, onu hemen elinden alıp yatağına geri götüreceksiniz. Bu süre zarfında, konuşarak veya göz teması kurarak onu uyarıp teşvik etmemelisiniz. Tamamen sessiz kalmalısınız. Eğer onunla konuşursanız, yataktan kalkma nedenlerini en başta pekiştirmiş olursunuz – dikkat.

• Kararlı ve Tutarlı Olun: Gece boyu yorgun düşmek ve nihayetinde pes edip, küçük çocuğunuzun sizinle birlikte yatağa girmesine izin vermek kolay olsa da, tutarlı olun ve planınıza bağlı kalın. Sadece birkaç günlük mutlak tutarlılıkla çocuğunuz kuralları anlayacak ve yatağında kalacaktır. Unutmayın sizin onu elinden tutup yeniden yatağına götüreceğiniz konusunda ne kadar kararlı olduğunuzu hissederlerse, yataktan çıkıp yanınıza gelme davranışı da o kadar çabuk değişecektir.
Kararlı olun, tutarlı olun, her yataktan kalkışına aynı ses tonuyla, tutumla, sözcüklerle, aynı sıkıcılıkta yanıt vererek, onu geri yatağına götürün. Tutumunuzdaki sıkıcılık, kararlılık hem güvende hissetmesini sağlayacak hem de davranışını değiştirerek yatakta kalmasını sağlayacaktır.

EK NOTLAR VE TAVSİYELER
• Bir çalar saat satın alın; Bu, çocuğunuzun sabahları yataktan ne zaman kalkmanın uygun olduğunu anlamasına yardımcı olur. Yataktan ancak saat çaldığında ya da yeşil ışığı yandığı kalkabileceğini anlatın. Mümkünse bu çalar saati birlikte seçin. Öncesinde saatin nasıl yandığını ya da çaldığını gösterin ve ancak bu sesi duyduğun ve bu ışığı gördüğünde yataktan kalkabilirsin diyin.

• Mümkünse, çocuğunuz iyi dinlenmiş bir durumdayken geçiş yapmaya çalışın.

• Yatış vaktini daha erkene alın; Bu geçiş döneminde yatış vaktini daha erkene alın. Bu sayede aşırı yorgunluk ve eşlik edebilecek huzursuzluğu baştan önlemiş olursunuz.

• Yürümeye başlayan çocuğunuzun hayatında yeni bir bebek, lazımlık eğitimi, hareket vb. Başka değişiklikler olduğunda geçiş yapmaktan kaçının.

Family Sleep Institute bebek uyku danışmanı olan Amy Lage’ın ‘Good Bye Crib, Hello Bed! yazısından alıntılar yapılmıştır.

Uyku Eğitimini Destekleyen Ve Destekleyen Çalışmaların Gözden Geçirilmesi

Argument in favor of sleep training
Hiscock et colleagues conducted a cluster-randomized, controlled trial in 2008, Australia[1]. The aim of the study is to determine long-term effects of behavioural intervention for infant sleep problems on maternal depression and parenting style, as well as on child mental health and sleep, when the children reached 2 years of age.
The study is conducted in Maternal and Child Health Centers (clusters) which were randomly assigned either control or study groups. Mothers who reported a sleep problem composed the study sample. From 174 families allocated to intervention group, at the end of 2 years data of 143 families is available. The sample size is large enough to represent the population. All babies were 8 months old when the intervention began. The intervention group used either graduated extinction or adult fading. At the end of 2 years mother’s depressive scores decreased and parenting styles assessed by ‘Parent Behaviour Checklist’ didn’t change. Child mental health assessed by ‘Child Behaviour Checklist for children aged 18 months to 5 years’ didn’t differ between study and control groups. It is concluded that the intervention didn’t result in any adverse effects in the long term on either mothers’ parenting practices or children’s mental health. The strengths of this study are the large sample size, homogeneous sample regarding to age, randomization and including a control group, long-term follow up, a well-designed randomization flow chart and including data of lost to follow-up group and comparison data of this group according to confounding variables. The main limitation of the study is that inclusion and outcomes were based on parent report measures. Behavioural sleep interventions are considered as treatments but the diagnose of the problem/disease/disturbance is not based on any kind of clear scientific criteria. However this is the most common problem in most of other studies. Also, intervention group couldn’t be blinded so the outcome measures could be biased towards positive. Another limitation which is not unique for this study is that the interventioncouldn’t be observed, it is assumed that all parents respected to recommeded protocol. However use of hospital for this purpose wouldn’t be much better because some other confounding variables would emerge this time. It is very hard to overcome this obstacle.
This setting for Price study is 49 maternal and child health centers and local government areas in Australia, 2003-2009[2]. Price et colleagues aimed to examine long term benefits and harms of behavioural infant sleep interventions. It is a cluster controlled, single blind, randomized trial. Interventions (controlled comforting and camping out) were applied to 8 months old 122 infants. There were 103 infants in the control group. Sample size is large enough to represent population. After 6 years from interventions the study group showed no significant difference with regard to emotion and behavior (measured by 25-item Strengths and Difficulties Questionnaire), sleep, psychosocial health-related quality of life and stress (assessed by salivary cortisol). Large sample size and randomized controlled study design, homogeneity of the sample and very long follow-up period are strengths of the study. It is clearly can be concluded that behavioural sleep techniques have no marked long- lasting effects in children. Limitations are the same as the above article. Inclusion and outcomes are based on parent reports and no direct observation of the interventions.
A recent randomized controlled trial aimed to evaluate the effects of behavioural interventions on the sleep/wakefulness of infants, parent and infant stress, and later child emotional/behavioural problems and parent/child attachment.[3] Parents contacted researchers in response to advertisements at pediatric outpatient clinics and child care centers. 43 infants (6-16 months) were enrolled and 29 were allocated to study group and 14 to control group. Sample size is not large enough to represent population. Interventions were graduated extinction and bedtime fading. Parent reported sleep diaries, salivary cortisol samples, strange situation process (to assess attachment), assessment of children’s emotional and behavioural problems (by questionnaires completed by mothers) were used. At the 12-month follow-up no significant differences were found in emotional and behavioural problems and in attachment styles between groups. The strange situation procedure is the golden method to assess attachment. Therefore this article provides a clear scientific evidence that 1 year after the intervention there were no harmful effect of behavioural sleep interventions. Strengths of the study 1) It is the only article, as far as I know assessing attachment in the long-term. 2)The study design is randomized and controlled. The limitation of the study is the relatively small sample size. The study is very important that it presents no marked difference between infant cortisol samples in the control and intervention group. This finding is in contradiction with one of the main CIO against research[4].
Honaker et colleagues aimed to describe parental practices implementing behavioural sleep intervention outside a clinical setting[5]. Parents (652) were recruited through a facebook group and completed an online survey about their experience using behavioural sleep interventions (BSI). Sample size is large enough to represent population. It is not a controlled study. On average parents implemented the intervention when their infant was 5.6 (more or less 2.77) months. The majority of parents report successfully implementing the intervention with reduced crying by the end of 1 week and success within 2 weeks. The strength of the study is very large sample size. The limitations of the study 1) Data were collected over internet and participants recruited through a facebook group. 2) There is no randomization and control groups. However it is interesting that the age of the infants (5.6 months) were very young with comparison to other studies[1, 2]. There are mixed results about the effectiveness of BSI under 6 months. Therefore the study is important to show effectiveness of BSI under 6 months.

Argument against CIO

Middlemiss et colleagues aimed to examine change in the synchrony between mothers’ and infants’ physiology. 25 infants between 4 to 10 months were enrolled.[4] Sample size is not large enough to represent population. It is not a controlled study. It is a 4 days in-residence, hospital-based programme. They measure cortisol in saliva and infants’ signaling and distress behaviours (nurses documented). Results show that by the end of third day while infants’ signaling and distress behaviours decrease significantly, saliva cortisol remained the same. However cortisol level of mothers’ significantly decreased. The study design is problematic beacuse it takes place in hospital. In the article it is written that ‘many of the mothers reported a lack of support in caring for their infants at home’. There is a possibility that cortisol levels of mothers were decreased because they simply get support for caring their infants from nurses. Without a control group (spending 3 nights in hospital with the same amount of contact with healthcare professionals) we can’t exclude this possibility. Also we know many parents can feel some kind of guilt in the process of sleep training. By being in the hospital and having healthcare professionals around would have helped to share responsibility and overcome that feeling. Again it is a possibility that we can’t exclude without a control group (applying the same procedure at home). Saliva cortisol found to be same in infants after 3 days. It is said to be higher but we don’t know according to what it was higher. All nighttime care and naptime care were provided by nurses. It may have resulted in some kind of maternal deprivation for the infants. A stranger puts the infants for sleep every time instead of their mothers’. Also change of environment may have resulted in some kind of stress in the infants. The study has very low scientific evidence with no randomization, control group, small sample size and problems in design which I mentioned above.
Middlemiss and colleagues aimed to examine the effects of a response-based intervention on total sleep duration, maternal/infant saliva cortisol levels and maternal depression, anxiety and stress.[6] The study is not controlled. Participants were provided from parents who attended to a public residential family-care facility. The participants are not randomly assigned. Of the 54 participants, 20 left the study after participation and data of the remaining 34 is used. Study sample size is not large enough to represent population. Babies were between 4 to 11 months, with an average of 7,16 months. The intervention focused on education about sleep signs, maintaining bedtime routines and not allowing the baby to cry by responding with low level support care not exceeding 15 to 30 seconds. However if the time was not enough parents encouraged to sooth their babies until crying ends. Interventions took place in hospital and lasted 3 days (some participants reporting significant sleep problems in their infants stayed 5 days/4 nights). Cortisol saliva samples were taken at home before intervention and during the intervention 3 times (wake, pre sleep and post sleep-after 20 minutes). Data were collected through questionnaires, sleep log and saliva cortisol in the 9 days after intervention. According to the results of the study, total sleep time were increased, post sleep saliva cortisol of infants were higher in day 2 and 3 according to home levels. At home TST of depressive mothers’ infants were lower. No significant difference were found according to anxiety scores. It is concluded that the research provides evidence to support changes in infant sleep patterns based on building parents’ awareness of the importance of responding to infant cues and behaviours. The study lacks randomization, control group and a sample size large enough to present population. Also it is again conducted in hospital and the same confounding factors as the first study[4] couldn’t be excluded.
Maute hypothesized that ignoring children’s bedtime crying (ICBC) is more frequently used by parents with Western-oriented parental beliefs (assessed by an instrument that the researchers developed) and with high levels of stress (measured by Parental Stress Scale) and also aimed to investigate whether the use of ICBC is predicted by low parental sensitivity (measured by a vignette from Situation-Reaction-Questionnaire) and a difficult childhood temperament. (measured by Parenting Stress Index)[7]. The study were conducted in Germany and participants were 586 Swiss and German parents with children between zero and 4 years old, who participated in an online survey. They were paid for participation. The sample size is large enough to represent population. However participants were not randomized, online survey method and payment could have decreased the reliability of data collected. There were no control groups. According to their result parent’s western oriented beliefs predicted ICBC, low sensitivity parents as well as parents of children with a difficult
temperament used ICBC more frequently, parental stress didn’t predict ICBC. It is concluded that ICBC has become part of Western childrearing tradition and shouldn’t be applied because children could suffer from high stress and anxiety in ICBC.
The study was published in 2018 and its link was published on the Web sites of parenting magazines. I think the results have magazinish value instead of scientific value. First of all the measure used to assess Western –Oriented – Beliefs haven’t been examined in terms of reliability and validity before. We don’t know if it really measures what it claims to measure. Therefore the measurement has no scientific value. Second they used one vignette to assess parental sensitivity. Again we don’t have a clue whether it really examines parental sensitivity at all. The vignette is ‘You are very busy with something that needs to be done urgently. Just a few seconds ago you looked after your child, but now your child iS loudly drawing attention to itself.’ Then the parents were labelled as sensitive or insensitive according to their response to this vignette. How does that measures parental sensitivity? It just measures the behaviour of a parent incase her child cry loudly to draw attention. If a mother is using a behavioural sleep intervention, surely she won’t respond. I think they have asked something measuring ICBC but labeled it as measuring parental sensitivity. After that they draw a totally wrong conclusion that low sensitivity parents used ICBC more frequently. There are other many problems and limitations with regard to the study design. The way data collected (online survey) and participants being paid and not randomized harm the reliability of the data. Also we don’t know anything about the age the intervention applied, the details of the procedure. Another conclusion is that parents who used ICBC had rated their children being more difficult in terms of adaptation and mood. Is it the reason they applied ICBC or the result? We don’t have any data to clarify this but the writer interpreted as it is the result of ICBC procedure.
I focused on studies examining long-term effects of sleep training on babies because there is some evidence that cry it out method is effective in improving infants’ sleep and even people who are against the method admits that it is effective[1, 2, 8-10]. I encountered some randomized controlled trials. In a large sample sized and 5 year follow-up trial Price and colleagues didn’t find any adverse effects regarding with emotion, behaviour and stress. Gradisar showed that the babies who had sleep training showed no significant differences from the control group regarding with attachment styles, emotional and behavioural problems. Although the sample size is limited, this study has successfully assessed attachment by strange situation procedure. It is important because people who are against claim that CIO method leads to insecure attachment. However there is no clinical trial in favor of this hypothesis. There is clearly more scientific evidence in favor of CIO method.
One of the most well-known article against CIO is Middlemiss study in 2011 but it has some methodological limitations. First of all it is not a controlled study and participants were not randomly assigned. Second, it took place in hospital which means cortisol levels of infants may have stayed same because of the stress of novel environment or mother levels of cortisol may have decreased because they got help from nurses. Third there is no data of the mothers who left the study to compare with the ones who completed. Also cortisol levels were just measured for 3 days and no data in the long-term. Middlemiss has conducted a new research in 2017, presenting response-based intervention. However, it is not controlled and participants aren’t randomly selected. Except for the total sleep duration of infants, other findings are not very consistent. I found out there were some articles about supposed harmful effects of sleep training but no direct scientific evidence exists. I run into a meta-analysis concluding that behavioural sleep interventions in the first six months of life don’t improve outcomes for mothers or infants.[11] However again the heterogeneity of studies regarding age of infant and the procedure applied is confusing.
To sum up, argument in favor of sleep training has the stronger argument because there are more studies with larger sample size, randomized controlled study design and long-term follow up data. There are no controlled, randomized and studies with long-term follow up data for CIO against argument.

REFERENCES

Hiscock, H., et al., Long-term mother and child mental health effects of a population- based infant sleep intervention: cluster-randomized, controlled trial. Pediatrics, 2008. 122(3): p. e621-e627.
Price, A.M., et al., Five-year follow-up of harms and benefits of behavioral infant sleep intervention: randomized trial. Pediatrics, 2012: p. peds. 2011-3467.
Gradisar, M., et al., Behavioral interventions for infant sleep problems: a randomized controlled trial. Pediatrics, 2016: p. e20151486.
Middlemiss, W., et al., Asynchrony of mother–infant hypothalamic–pituitary–adrenal axis activity following extinction of infant crying responses induced during the transition to sleep. Early human development, 2012. 88(4): p. 227-232.
Honaker, S.M., et al., Real-World Implementation of Infant Behavioral Sleep Interventions: Results of a Parental Survey. The Journal of pediatrics, 2018.
Middlemiss, W., et al., Response-based sleep intervention: Helping infants sleep without making them cry. Early human development, 2017. 108: p. 49-57.
Maute, M. and S. Perren, IGNORING CHILDREN’S BEDTIME CRYING: THE POWER OF
WESTERN‐ORIENTED BELIEFS. Infant mental health journal, 2018. 39(2): p. 220-230.
Hiscock, H. and M. Wake, Randomised controlled trial of behavioural infant sleep intervention to improve infant sleep and maternal mood. Bmj, 2002. 324(7345): p. 1062.
Lam, P., H. Hiscock, and M. Wake, Outcomes of infant sleep problems: a longitudinal study of sleep, behavior, and maternal well-being. Pediatrics, 2003. 111(3): p. e203- e207.
Behavioral treatment of bedtime problems and night wakings in infants and young children. Sleep, 2006. 29(10): p. 1263-1276.
Douglas, P.S. and P.S. Hill, Behavioral sleep interventions in the first six months of life do not improve outcomes for mothers or infants: a systematic review. Journal of Developmental & Behavioral Pediatrics, 2013. 34(7): p. 497-507.

 

Bebeğime Uyku Eğitimi Vermeli miyim?

Bebeğin doğumuyla birlikte şüphesiz ki evde tüm dengeler değişiyor. Bebeğin ihtiyaçlarını karşılayabilme kaygısı, yeni roller, çalışan anneler bakıcı sorunu ya da aile büyükleriyle yeniden yakınlaşmanın getirileri. Bununla birlikte yetmeyen zaman, diğer sorumluluklar ve uzayıp giden bir liste… Tüm bunlara bir de uykusuzluk ve yorgunluk eklendiğinde işler iyice içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor. Üstelik daha da kötüsü bu uykusuzluğu ebeveyn olmanın doğal, kaçınılmaz ve geri döndürülemez bir sonucu olduğunu ve bundan yakınmanın bile suçluluk verdiği anlar bile olabiliyor. Şunu unutmayalım eğer 6 aydan büyük bir bebeğiniz varsa ve siz hala uykusuz gece boyu kalkan ve yorgun bir haldeyseniz ters giden bir şeyler olabilir demektir.

Buradaki iyi haber, değiştirebileceğiniz bir şeyler de var demektir. Bebeğinizin uykusunun düzene girmesi için bir şeyler yapmak bencillik değildir. Aksine bebeğiniz sağlıklı bir beyin gelişimi, fiziksel ve ruhsal gelişim için kesintisiz, uygun zamanda ve desteksiz yani sağlıklı bir uykuya ihtiyaç duyar. Bunları ona sağlamak yerine, her ağlamasında ağlamayı susturmak için sadece o an için işe yarayan ama gece boyu uyanma sıklığını değiştirmeyen yöntemler uygularsanız, o da ihtiyacı olan sağlıklı uykuyu alamayacaktır. Bebeğinizin daha sağlıklı bir uyku alması için yaptığınız müdahale, izlediğiniz yol ağlamaya yol açabilir ancak kısa süreli ağlamanın yanında, uykusuzluğun neden olacağı kronik yorgunluğun etkilerinden çok daha fazladır. Ayrıca uykusuz bir ebeveynin çocuğuna göstereceği sabır ve ilgi ile dinlenmiş bir ebeveyninki çok farklıdır. Ağlatarak uyutma deniyor, sanki amaç ağlatmakmış, ağlaması iyi uyumasını sağlıyormuş gibi bir anlam çıkabilir buradan. Bu doğru değildir. Ağlamanın nedeni bebeğin alıştığı ancak sağlıksız olan alışkanlıkların değişimine gösterdiği tepkidir. Bağlanmayı bozar deniyor. Bu konuda bilimsel veri sağlayacak kontrollü iyi düzenlenmiş bir çalışma yokken, bozmayacağına dair kontrollü çalışma örnekleri gittikçe artıyor. Güvenli bağlanma bebek her ağladığında tekrar uykuya dalması için meme verilerek sağlanan bir şey değildir. Böyle olduğuna dair herhangi bir kanıt yoktur. Bu alandaki eleştiriler çoğunlukla uyku eğitiminin ilk günlerinde stres hormonlarındaki yükselmeye işaret eder. Evet bir alışkanlık değiştiğinde bu stres yaratır ve doğal olarak bu hormonlar yükselebilir. Bununla birlikte bu yükselmenin kalıcı olacağı, ya da ilerideki yıllarda anne bebek arasındaki güvenli bağlanma ilişkisini bozacağına dair hiçbir bilimsel veri yoktur. Oysa ki sağlıksız uykunun hem bebek hem annenin ruhsallığı üzerindeki etkisi şüphe götürmez. Şimdilik daha iyi fikir edinebilmeniz amacıyla ağlama içerebilen uyku eğitim yöntemlerini destekleyen ve desteklemeyen çalışmaları içeren bir yazımı sizlerle paylaşıyorum.

Tam Olarak Neden Uykusuz Kalıyorsunuz ?

Buradan başlayalım. İlk 8 hafta bebeklerde gece uykuları düzene girmemiştir. Gece ve gündüzü ayıramazlar. Bu dönemde yapabileceğiniz pek bir şey yok. Eğer bebeğiniz 8 haftalıktan küçükse ve uykusuzsanız yapabileceğiniz küçük müdahaleler olsa bile bu sorunu tamamen ortadan kaldırmanız mümkün olmayabilir ve bu doğaldır.

8 haftadan sonra ilk sosyal gülümsemeler başlar, gece uykuları daha uzun ve kesintisiz olmaya başlar ve artık bu andan sonra yavaş yavaş bebeğiniz ipuçlarını izlemeyi öğrenir. Uykuyla ilgili sağlam bir temel atmak için bu aydan sonra yapabileceğiniz adımlar güvenli ve uykuya elverişli bir ortam hazırlamak ve uyku rutinleri oluşturmaya çalışmaktır ancak yine de uykusuzluk yaşayabilirsiniz. Bununla birlikte 6 aydan büyük bir bebeğiniz varsa ve gece boyu uykusuz kalıyorsanız bunun bir nedeni de sahip olduğunuz bir takım inançlar ve bunların etkisiyle uyguladığınız davranışlar olabilir. Aşağıdaki cümleler bu inançlardan bazıları için örnek oluşturabilir.

  1. Uykusuz kalıp bebeğimi uyutmaya çalışmak dışında başka bir seçeneğim yok.
  2. Gece boyu her ağladığında bana ihtiyaç duyuyor demektir. Bu yüzden gece boyu her ağladığında yeniden uykuya dalana kadar kucağıma almalı, emzirmeli ya da sallamalıyım.
  3. Benim çocuğum diğerlerinden farklı, yapısı böyle. Uykuyu sevmiyor.

Siz uykusuz kalırken aynı zamanda çocuğunuz da uykusuz kalıyor. Her ağladığında emzirerek, gezdirerek, sallayarak yeniden uykuya dönmesini sağladığınızda bebeğiniz uykuyu bu davranışlarla ilişkilendiriyor olabilir. Uykuya daldığında son hatırladığı annesinin sıcaklığı ve emdiği süt iken uyandığında beşikte yalnız olduğunu gören bebek doğal olarak ağlayarak uykudan önceki şartları oluşturmanızı bekleyecektir. Ayrıca bu şekilde gece boyu kesintili uyuyan bir bebek ulaşabileceği en iyi gelişim seviyesine erişemez. Hem duygusal, hem fiziksel hem de ruhsal olarak gelişmeleri için bebeklerin kesintisiz, desteksiz, doğru zamanda ve yeterli sürede uyumaları gerekir. Bunun için ona sağlıklı uyku alışkanlıklarını öğretmelisiniz ve bu kolay değildir. Zaman ve emek gerektirir. Alacağınız sonuç ise sağlıklı gelişen mutlu bir bebek ve uykusunu almış çocuğuyla ve birbirleriyle daha verimli vakit geçiren bir ailedir. Şimdiye kadar uyutmak için salladınız, emzirdiniz, kucakta gezdirdiniz. O an için uyudu ama ne kadar sürdü? Bunu her yaptığınızda gece uyanma sıklığı azaldı mı? Uyku süreleri uzadı mı? Sadece o an için ağlamasını durdurdunuz ve yeniden uykuya dönemesini sağladınız ama sonra… Uykusunun düzelmesi için şimdiye kadar işe yaramayan bu davranışları daha ne kadar süre yapmanız gerekiyor? Ne kadar süre aynı şeyleri yapmaya devam ederseniz farklı bir sonuç almayı bekleyeceksiniz. Bebeğinizin uykuya ihtiyacı var ve şimdiye kadar yaptıklarınız işe yaramadıysa bu defa yeni bir şey denemek isteyebilirsiniz.

Bebeğinizin gece ihtiyaç duyduğu şey güvenli ve uykuya elverişli bir ortamda uyumaktır. Erişkinlerde olduğu gibi bebeklerde de uyku döngüler halindedir. Hiç kimse kesintisiz uyumaz. Biz de gece boyu birkaç defa uyanır ancak bu uyanmaları bazen hatırlar bazen de hatırlamayız bile. Bebeğiniz uykuya daldığı koşullarla uyandığında olan koşulları karşılaştırır ve arada fark varsa ağlayarak bunu eşitlemek üzere sizi çağırır. Uyuduğu anda ayağınızda sallanıyorken, gece uyandığında beşikte tek başınaysa uyuduğu koşulları sağlamak için ağlar ve sizi çağırır. Bunun çözümü ona desteksiz kendi başına uykuya dalabilme becerisi kazandırabilmektir çünkü aksi halde nasıl uyutuyorsanız bunu her yaptığınızda bu davranışın (sallama, emme) uykuyla beyindeki bağlantısı daha güçlenecek ve başka türlü uykuya dalmayı bilmeyen bebeğiniz kendi kendine yapamayacağı bu eylemler için ağlayıp sizi çağıracaktır. Bölünmüş uyku sağlıksız bir uykudur ve bu patern bebeğinizi beyin gelişimi için gerekli olan sağlıklı uykudan mahrum bırakır.

Üçüncü ve son maddeye gelecek olursak. Nefes almayı sevmeme gibi bir durumdan bahsedemeyeceğimiz gibi uyumayı sevmemekten de bahsedemeyiz. Eğer çocuğunuzun uyumamasını ona ait bir özellik olarak değerlendirirseniz, bunu sorunu çözme fırsatından kendinizi mahrum bırakmış olursunuz. İyi haber hepsi sizin elinizde ve bunu yapabilirsiniz…

Ebeveyn Olduğunuz İçin Uykusuz Kalmak Zorunda Değilsiniz

Evet…Bu ebeveynlikle gelen ve ödemeniz gereken doğal bir bedel olmayabilir.

Gecelerdir süren uykusuzluğunuzun nedeni çocuğunuzun yapısı, huyu ya da mizacı değil.
Uyku sadece bazı şanslı ebeveynlere lütfedilen bir şey değildir.

Çocuğunuzun mizacı, karakteri, huyu ne olursa olsun uygun şartlar sağlanırsa ihtiyacı olan kesintisiz ve dinlendirici uykuya sahip olabilir.

Çocuğunuza ve kendinize ihtiyacınız olan sağlıklı uykuyu verebilirsiniz. Bunu nasıl yapacağınızı bilmemeniz çok normal çünkü anne ya da baba olmanın doğal bir sonucu olarak bu bilgiler beynimize yüklenmiyor. Ama yardım almak elinizde…

Uyku Rutini Ne Demektir? Ne İşe Yarar? Nasıl Uygulanır?

Bebekler bir sonraki adımda neyin geleceğini bilmeyi severler. Aynılık ve sıradanlık onların kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olur. Bununla birlikte uyku ve uyanıklık ışık açma ve kapama gibi kesin hatlarla ayrılmamıştır. Arada gri alanlar vardır. Uyku zamanı gelmiş ve uyku işaretleri gösteren bir çocuğu uykuya hazırlamak, sakinleştirmek, yavaşlatmak, rahatlatmak ve ona artık uyku vakti olduğu mesajını vermek için yaptığımız aktivitelere uyku rutinleri diyoruz.

Bunlar banyo, ninni, müzik, emzirmek, süt içirmek, renkli resimlere bakmak, hikaye okumak, evdeki bireylere ve oyuncaklara iyi geceler dilemek, birlikte perdeleri kapatmak, bez değiştirmek, diş fırçalamak, tuvalete gitmek, pijama giymek vb. olabilir. Tabi ki çocuğun yaşına ya da hangisinin daha çok işe yaradığına göre bu aktivitelerden birkaç tanesini seçebilirsiniz.

Önemli olan nokta her gün aynı aktiviteleri aynı sıradanlıkla yapmanızdır. Asla bebeğinizin uyku rutini esnasında uyumasına izin vermeyin. Eğer rutinin bir yerinde uykusu geldiyse, yarıda kesip yatırın zaten amacımız rahatlayıp uykusunun gelmesini sağlamaktı.

Bazı çocuk için banyo uyarıcı olabilir ya da evde birden fazla çocuk varsa banyo vakitlerini akşam yapmak kaosa neden olabilir. Böyle durumlarda banyoyu gündüze kaydırabilirsiniz.
Uyku rutinleri hem gündüz hem de gece uykularından önce uygulanmalı ve çocuğu günün hareketliliğinden uzaklaştırıp uykuya hazırlamak için yeterli zaman ayrılmalıdır. Bir müddet sonra çocuğunuz bu aynı sırayı izleyen aktiviteleri uykuyla ilişkilendirecek ve uyku işaretlerini almadan rutinlere başlasanız bile esnemeye başlayacaktır. Gündüz uykularından önceki rutinler geceye göre biraz daha kısa olabilir.

Bebek ve Çocuklarda Sağlıklı Uyku Ne Demektir?

Sağlıklı uyku yeterli sürede, doğru zamanda, kesintisiz ve desteksiz olan uykudur. Peki bunlar ne anlama geliyor.

Her çocuğun yaşına göre ihtiyaç duyduğu belli bir uyku süresi vardır. Bu saatleri vermeyeceğim çünkü bireysel değişkenlik gösterebilir ancak uyku süresinden daha önemli olan uykunun zamanlamasıdır.

Bebek ve çocuklarda erişkinlerden farklı olarak gün içerisinde birtakım fizyolojik değişikliklerin eşlik ettiği uykuya hazır olunan zamanlar vardır. Bu zamanlar biyolojik olarak belirlenmiştir. Bu zaman aralıklarında uyumayı kolaylaştıran bir hormon olan melatonin yükselir ve vücut ısısı düşer.

Bebeğin uykuya hazır olduğunu gösteren bir diğer işaret ise göz ovuşturma, esneme, yere yatma, sabit bakma gibi çeşitli davranışsal değişikliklerdir. Bu uyku ipuçları çocuğa özgüdür ve kendi çocuğunuza özgü bu işaretleri yakalayabilirseniz onu uykuya yatırmak için doğru zamanı bulmanız kolaylaşır.

Uyumak için biyolojik olarak elverişli olan bu saat aralıkları ile uyku ipuçlarının izlendiği zamanları senkronize edebilirsek çocuğumuzu onu uykuya ihtiyaç duyduğu ve hazır olduğu anda uykuya yatırmış oluruz. Bu hem daha az ağlamasını sağlar, hem de daha uzun ve dinlendirici bir uyku almasına yardımcı olur.

Peki kesintisiz ve desteksiz uyku ne demektir? Pek çoğumuz doğumdan itibaren bebeklerimizi sakinleştirmek için çeşitli yöntemler kullanırız. Kucakta pışpışlamak, sallamak, beyaz gürültü, emzirmek ya da ninni söylemek gibi. İkinci aydan sonra bebeğinizi sakinleştirmek için uyguladığınız yöntem uyku ile ilişkilenmeye başlar. Eğer siz bebeğinizi her zaman aynı yöntemle sakinleştiriyor ve bu aktiviteye o tamamen uykuya dalana kadar devam ediyorsanız, bir noktadan sonra bu eylem (sallanma, emme) uyku ile ilişkilenir yani bebeğinizin uyumak için bildiği tek yol haline gelir.

Erişkinlerde uykular döngüler halindedir ve bu döngüler arasında uyanırız. Bu uyanmalardan bazılarını gündüz uyandığımızda hatırlar bazılarını ise hatırlamayız. Bebek ve çocuklarda da uyku döngüler halindedir ve bu döngüler daha kısadır. Bebek de her uyandığında uykuya daldığı koşullar ile uyandığında bulduğu koşulları karşılaştırır ve aradaki farkı protesto eder. Örneğin kucağınızda emzirerek, sallayarak uyuttuysanız, uyandığında kendisini karanlıkta tek başına bulan bebek korkuya kapılır ve uyumak için bildiği tek yöntemi uygulamak üzere (bu bazen emmek bazen sallanmak ya da başka bir şey olabilir.) sizi yanına çağırır. Bu nedenle gece ve gündüz döngüler arasında uyanmalarında kendi başlarına uykuya dalabilmeleri için ilk başta rahatlatmak için kullandığımız bu yöntemleri bebek tamamen uykuya dalana kadar değil, yalnızca sakinleşene kadar kullanmalı ve bebeği beşiğe uykulu ancak uyanık bir vaziyette yatırmalıyız. Bu ona kendini sakinleştirme ve desteksiz uykuya dalmak için bir fırsat tanıyacaktır.

Uyku Eğitimi Öğrenilmiş Çaresizlik Değil Habituasyondur

Öğrenilmiş çaresizlik 1960 ve 1970’li yıllarda psikolog Martin Seligman ve Steven Maier’ın köpekler üzerinde yapmaya başladığı ve daha sonra sıçanlar ve insanlarda da tekrar ettikleri bir dizi deney sonrasında ortaya konmuştur. Birbirinden alçak bir bölmeyle ayrılan iki odacıklı bir deney düzeneğinde, köpeklerin bulunduğu bölüme elektrik verildiğinde köpeklerin bir kısmının bölmeyi atlayıp elektrik bulunmayan odacığa geçmedikleri izlenmiş. Bunun üzerine köpekler 3 gruba ayrılarak deney tekrarlanmış. İlk gruptakiler kontrol grubu yani müdahale almayan grup. İkinci grup kaçınılabilir strese maruz bırakılan grup. Bu gruptaki köpekler elektrik şokuna maruz bırakılıyor ancak bir pedala basmaları sonucu elektriği durdurabiliyorlar. Üçüncü grupta da böyle bir pedal var ancak çalışmıyor. Yani üçüncü grup kaçınılamaz bir strese maruz bırakılıyor. Sonra bu üç grup yine alçak bir bölmeyle ayrılmış iki odacıklı bir düzeneğe alınıp elektrik veriliyor ve köpeklerin elektrik şokundan kurtulmak için bölmeden atlama davranışında bulunup bulunmadıkları izleniyor. Deneyin sonucunda 1. ve 2. grubun bölmeden atlayıp, şoktan kurtulma oranlarının 3. gruptan belirgin ölçüde fazla olduğu izleniyor.

Martin Seligman bu deney sonrasında kaçınılmaz strese maruz kalan köpeklerden bazılarının neden bölmeden atladığı, kontrol grubundaki bazı köpeklerin neden bölmeden atlamadığı sorularıyla araştırmalarına devam ederek pozitif psikolojinin temellerini atıyor. Özetleyecek olursak öğrenilmiş çaresizlik acı verici ve kaçınılması mümkün olmayan bir uyarana tekrarlayan defalar maruz bırakılma sonrasında, kaçma fırsatı olduğu durumlarda bile kaçma davranışının izlenmemesi halidir. Uyku eğitimi konusunda çok yaygın olan bir görüş şudur. ‘Uyku eğitimi esnasında ağlaması acı verici bir uyarana maruz kalması, bir süre sonra ağlamadan uyuyabilmesi için çaresizliği kabul etmesi anlamına gelir ?’

Uyku eğitimi esnasında ağlamasını acı verici bir uyarana maruz kalıyor olması şeklinde yorumlarsak, ilk soru nedir bu acı verici uyaran? Kucağa alınmamak mı? Bunu doğru kabul edersek o zaman neden kucakta tutsanız bile gece boyu uyanıp ağlıyor? Eğer ağlamasının nedeni kucağa alınmamak olsaydı tüm gece kucakta tuttuğunuzda ağlamaması gerekmez miydi? Niye her ağladığında kucağa almanıza rağmen ağlaması sıklaşarak ve uzayarak devam ediyor ?

Bebeğiniz altını açtığınızda ağlamaya başlarsa bezini kakalı olarak bırakır mısınız? Her altını açtığınızda ağlıyorsa ve siz altını açıp değiştirmeye devam ettiğinizde bir süre sonra artık altını açtığınızda ağlamazsa bu da öğrenilmiş çaresizlik olur mu? Ben ağlasam da altımı açacak çarem yok en iyisi ağlamamak diye mi düşünmüştür (!) Öğrenilmiş çaresizlik sonrasında insan çalışmalarıyla desteklenerek depresyonun modellenmesinde kullanılmıştır. Eğer bu öğrenilmiş çaresizlik ise o zaman ilerleyen yaşlarda bu çocuklarda psikiyatrik sorunların olmasını beklerdik ancak bunu gösteren tek bir kontrollü çalışma bile yok. Oysa ki çocukların 5 yıla kadar uzayan izlem çalışmalarında psikiyatrik açıdan yaşıtlarından farkları olmadığı sonucuna ulaşan bilimsel yayınlar mevcut. (Price 2012, Gradisar 2016, Hiscock 2008)

Mutlaka psikoloji terimleriyle açıklayacaksak bu durum öğrenilmiş çaresizlik değil habitüasyondur. Habitüasyon başlangıçta stres verici olan uyarana, tekrarlayan defalar maruziyet sonrasında organizmanın tepkisinin azalması anlamına gelir. Örneğin yükseklik korkusu olan bir kişinin tekrarlayan defalar uzun uçuşlar yapması sonrasında yaşadığı kaygı ve kaygı ile ilişkili bedensel belirtilerin (çarpıntı, terleme, titreme vb) azalması ya da kaybolması gibi.

Sudan korkan birinin her defasında denizde daha uzun süre kalıp daha uzağa giderek bu korkusunun azalması gibi. Bir değişiklik anlamlandırılana kadar tehlikeli olarak kabul edilir. Bebeği uyutma biçiminizdeki değişimi de bebeğiniz bunu anlamlandırana, ona zarar vermediğini anlayana kadar tehlikeli olarak kabul eder. Yeni düzen devam edildikçe bebeğiniz bu duruma alışacak ve verdiği tepki azalacaktır. Öğrendiği çaresizlik değil, yeni düzenin ona zarar vermeyeceğidir.

Kaynaklar

Maier, S. F., & Seligman, M. E. (1976). Learned helplessness: theory and evidence. Journal of experimental psychology: general, 105(1), 3.

Price, A. M., Wake, M., Ukoumunne, O. C., & Hiscock, H. (2012). Outcomes at six years of age for children with infant sleep problems: longitudinal community-based study. Sleep Medicine, 13(8), 991-998.

Gradisar, M., Jackson, K., Spurrier, N. J., Gibson, J., Whitham, J., Williams, A. S., … & Kennaway, D. J. (2016). Behavioral interventions for infant sleep problems: a randomized controlled trial. Pediatrics, 137(6), e20151486.

Hiscock, H., Bayer, J. K., Hampton, A., Ukoumunne, O. C., & Wake, M. (2008). Long-term mother and child mental health effects of a population-based infant sleep intervention: cluster-randomized, controlled trial. Pediatrics, 122(3), e621-e627.

WhatsApp